Recent Comments

ADIM MEHMET, SOYADIM ŞEHİT

2011’in Ağustos ayında milli ve manevi hayatımız bütünleşti adeta. Ağustos ayının ilk gününden son gününe kadar Ramazan-ı Şerif’i, içindeki bin aydan daha hayırlı bir gece olan Leyle-i Kadir’le birlikte idrak ettik. Manevi hayatımız ziyadesiyle bereketlenip feyizlendi. Tarihimizdeki çok önemli olan milli günler de yine hep Ağustos aylarında meydana gelmiş ve Allah tarafından necip Milletimize büyük ve önemli zaferler ihsan edilmiştir. Bunlardan bazıları; 1 Ağustos 1571 tarihindeki Kıbrıs’ın Fethi, 11 Ağustos 1473 tarihindeki Otlukbeli Zaferi, 23 Ağustos 1514’deki Çaldıran Zaferi, 23 Ağustos 1921’de Sakarya Meydan Savaşı’nın başlaması, 24 Ağustos1516 tarihindeki Mercidabık Zaferi, 26 Ağustos 1071 tarihindeki Malazgirt Zaferi, 26-30 Ağustos 1922 tarihlerindeki Büyük Taarruz olarak sayılabilir.

Kökü mazide olan Türk Milleti, dâhili ve harici bedhahlarına rağmen atiye doğru gitmektedir. Bu ebed yolculuğunda Türkiye’nin varlığını istemeyen ve üzerinde yaşadığımız coğrafyayı ele geçirmek isteyenler, ülkemiz üzerine oynadıkları oyunları sırayla uygulamaya koymaktadır. Bu oyunlara geçmişte olduğu gibi, günümüzde de bütün heybetiyle karşı koyan Mehmetçiklerimiz sayesinde, üzerinde yaşadığımız topraklar düşmana teslim edilmemiş, yurdumuzun batısından doğusuna, kuzeyinden güneyine kadar santim santim her karış toprağına Şehitlerimizin mübarek kanları düşmüştür. Türkiye’de Şehidi olmayan ev var mıdır acaba? Çanakkale’de, Yemen’de, İstiklâl Savaşı’nda, Kore’de, Kıbrıs’ta ve iç güvenliğimizi sağlarken Şehit olmuş, akrabası olmayan hane var mıdır? Elbette yoktur. Bunun bir yansıması olarak günümüzde her köyümüzde, her mezarlığımızda belki bir, belki daha fazla Şehidimizin mezarı vardır.

Bugün de, ihanet ve şer odaklarının, satılmış ruhların ülkemiz üzerindeki kötü emellerine, bu nafile çabalarına dur diyen yine Mehmetçik olmuştur, olmaya da devam edecektir. Yurdumuzun her karış toprağındaki Mehmetçiklerimizin kanları, Şehitlerimizin mübarek ve manevi varlıkları, bu nafile çabaları elbette boğmaya yetecektir. Çünkü bu Aziz Millet Asker’inin adını Mehmet, soyadını da Şehit koymuştur.

“Asırlardır hep vatan uğruna,
Siper olduk, düşman kurşununa,
Yazılmıştır vatan toprağına;
Adım Mehmet’tir, soyadım Şehit.

Albayrağımın rengi kanımdan,
Vatanıma can verdim canımdan.
Milletim beni tanır adımdan;
Adım Mehmet’tir, soyadım Şehit.”

Evet, adını doğuştan Mehmet, soyadını da Şehit koyduğumuz yiğitlerimizi; vatanımız, milletimiz ve hürriyetimiz uğruna Şehit olan Mehmetçiklerimizi, bir hilal uğruna, cennet vatanımız Türkiye'yi cehennem yaptırmamak uğruna toprağa düşürülmüş, adı Mehmet, soyadı Şehit olarak gönüllerimize isimleri nakşedilmiş kahramanlarımızı, Peygamber aguşundaki Aziz Şehitlerimizi manevi günlerin doruklara ulaştığı bu günlerde ve sonraki günlerde yâd etmek gereklidir. İmkânı olanlar mutlaka Çanakkale Şehitliğini, İstanbul Edirnekapı Şehitliği’ni ziyaret etmeli, imkânı olmayanlar İl, İlçe, kasaba ve köylerinde bulunan Şehitliklere ve Şehit mezarlarına giderek dua etmeli, en azından şehitlerimize bir Fatiha okunmalıdır.

Bu ziyaretlerimize sadece Şehitlerimiz değil, Şehitlerimizin hemen yanı başında hüzünlü bir şekilde duran Türk Bayrağımızın da sevindiğini göreceksiniz. Şehitliklere yapacağımız ziyaretlerle Türk Bayrağımızın hüznü sevince dönüşecek ve bir yerlerden aniden esiveren meltemlerle Bayrağımızın şanlı şanlı dalgalanmaya başladığını göreceksiniz.

Bununla birlikte dini ve milli bayramlarda Gazilerimiz ile Şehitlerimizin aileleri ve yetimleri de unutulmamalı, onlar da ziyaret edilip, hal ve hatırları sorulmalı, gönülleri alınmalı, yalnız olmadıkları onlara hissettirilmelidir. Bunlar bizim; adı Mehmet, soyadı Şehit olanlarımıza yapmamız gereken, onlara layık oldukları şekilde davranmakla mükellef olduğumuz vatandaşlık görevimizdir, milli hasletlerimizdendir. Bu topraklar üzerinde hür olarak yaşamamızı sağlayanlara bu minnet borcumuzu ödemek gereklidir. Maddi kaybımızın hiç olmayacağı, ama manevi kazancımızın sayılamayacak kadar çok olacağı bu ziyaretlerimizin bundan sonra bir alışkanlık haline getirilmesi temennisiyle; 2011 yılı Ağustos ayının 30. günündeki 30 Ağustos Zafer Bayramı ile Ramazan Bayramınızı kutluyorum, bu Bayramların milli birlik ve beraberliğimize vesile olmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.
Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te Bozkır Haber'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* yapılan yorumlar denetlendikten sonra yayınlanmaktadır.