Recent Comments

Kafirun Süresi ve Yorumları


"İslam ve ayetler konusunda yorum yaparken parçacı bir yaklaşımla, bunları ele alırsak herkes kendi yorumunda haklı olabilir. Fakat Kuranın tamamı ve sahih hadisler ışığında ayetleri ele alırsa, pek aşırılıklara ve pasifliklere savrulmuş Müslüman bulunmaması gerekir"

Mekke'de nazil olup, Kuran'ın 109. Süresidir.  Altı ayeti vardır. Peygamberimizden" gece şirkten korunmak için yardım isteyen sahabeye" bu süreyi yatmadan önce okumasını söylemiştir.  İhlas suresiyle, iki ihlâs anlamında "ihlaseyn"  denmiştir.  Elmalıda "Deki ey kâfirler! Tapmam o taptıklarınıza. Sizde tapanlardan değilsiniz benim mabuduma. Hem ben tapıcı değilim sizin taptıklarınıza. Hem de siz tapıcılardan değilsiniz benim mabuduma. Size diniz. Bana dinim. Surenin gelişi hakkında şöyle bir olay nakledilir. Efendimizin getirdiği dinin önemini kavrayamayanlar, bunu bir heves sandılar, hevesinden döndürmek için çeşitli yöntemler kullandılar. Müşriklerden bir tanesi, Onu ben yolundan çeviririm diyerek gitmişti. Efendimize şöyle tekliflerde bulundu. "Ya Muhammet senin amacın Başımıza melik olmaksa, seni melik seçelim, Güzel kadınlarla ilişkiye girmekse, en güzel kızlarımızla seni evlendirelim, zengin olmak dileğinse, mallarımızla sana yardım edelim. İçimizde en zenginimiz sen ol. Şayet cinler seni çaptıysa seni en mahir tabiplere muayene ettirelimTedavi yaptıralım. Efendimizin yanıtı, bunlara hayır deyip, bunları istemeye hakkım olmadığını amacının da bu olmadığını şöyleydi. Müşrik gel öyleyse bir sene biz senin tanrına tapalım, bir sene de sen bizim putlarımıza ibadet et. Hangisinde hayır varsa hep beraber o hayra kavuşuruz, dedi. Peygamberimizi ikna edemeyince arkadaşlarının yanına çekip gitti. Ertesi gün söz konusu süre geldi. Efendimiz" Müşriklerin büyüklerinin bulunduğu Kâbe'nin yanına giderek okumaya başladı. Ayetleri arka arkaya okuyunca müşriklerden birisi, efendimizin ağzını kapamaya çalıştı. Fakat süreyi sonuna kadar okudu.

Bu sureyi ele almamıza neden, okullarda okutulan din dersi konularında "laiklik ve din" Laikliği izah ederken "senin dinin sana, benim dinim bana" anlamı söylenir. Elma tefsirinde çeşitli rivayetler söylendikten sonra hiçbir rivayette bu anlamı doğru çıkaracak bir haber yoktur. Çünkü efendimiz dini tebliğ için görevli olduğu, dolayısıyla hiçbir zaman bu tebliğden vaz geçemezdi. Ama insanları zorla İslam yapmaktan da men edilmiştir.

Fahrettin Razı bu sureyi anlatırken1- Sizin küfrünüz size, bizim tevhit ve İhlâs inancımız bize. O halde onların küfürlerine razı olunmuş olabilir mi? sorusunu sorar. İbni Abbas da bu soruya hayır der. Efendimiz insanları küfürden döndürmek için gönderilmiştir. Peygamberin küfre izin vermesi nasıl düşünülebilir? Belki şöyle olabilir. Madem çağırıma cevap vermiyorsunuz. Öyleyse, dilediğinizi yapın tehdidi yapılmaktadır. Ben sizi Hak ve kurtuluş dinine çağırıyorum, zaten bunun için gönderilmişim. Hiç olmazsa benim çağırıma kulak tıkıyorsunuz. Hiç olmazsa, beni putperest dininize davet etmeyin. Eğer helak olmanız sizin için bir hayır ise, sizin dininiz sizin olsun. Ben dinimi terk etmem. Din bir anlamıyla hesaptır. Sizin hesabınız size, benim hesabım da banadır. Benim Rabbimden gelecek ceza size, sizin putlarınızdan gelecek cezada banadır. Sizin dualarınız sizin olsun. Benim dualarım banadır. Ben dini anlatmakla görevliyim. Siz de dini kabul etmekle görevlisiniz. Sizin Müşrikteki ısrarınız bana zarar vermez kendinize zarar verir. Anlamları verilmiştir.

Kadı Beydavi ise, bu süre ne küfre izin verir ne de Müslümanları cihattan men eder demiştir.

Mekke çevresindeki müşriklerin İslam'a uzak durması, şu görüşten ileri geliyordu. Eğer Muhammet gerçekten peygamber ise, o Küreyişlere Galebe çalar. Yahut yalancı ise, Kureyşliler onun hakkından gelir, biz de ondan kurtulmuş oluruz. Diyorlardı. Peygamberimiz Mekke'yi fethi edince, yani Kureyşlilere galebe edince, çevredeki kabileler grup grup İslam'a girme yarışında bulundular. Çünkü bekledikleri Hak peygamberlik açığa çıkmıştı.

 Bu sureyi bu görüşler doğrultusunda okursak, hem dinler arası diyaloğa hem de otadoğu projesine her Müslümanın karşı durması gereğine vurgu yapılmıştır. Bir defa diyalog kuracağımız kimselerle her yönüyle güç ve kudrette müsavi miyiz? Buna evet diyecek bir Müslüman çıkar mı? Karşımızdaki insanlar yıllardır, Müslümanlığı ve onun mensuplarını iğdiş etmek için her vakıayı kullanmışlar. Kişilik sahibi seslere bir kulp takarak yok edilmesi gereği yapılmıştır. Ötekileştirilmesine ve dışlanmasına neden olunmuştur.

Çoğunlukça onlar dışlanmış, düşmanlaştırılmış, Batıya hazır askerlik yapılmıştır. Müslümanlara bir birlerini kırdırma projeleri yazılıp uygulamışlardır.
Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te Bozkır Haber'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* yapılan yorumlar denetlendikten sonra yayınlanmaktadır.