Recent Comments

ANALAR GÜNÜ VE KUTLAMALAR


​Ana başta taç imiş/Her derde ilaç imiş/Bir insan pir olsa da/ Anaya muhtaç imiş/
Bu sene anneler günü üç ayların birincisi olan Recep ayına denk geldi. Bu nedenle hem üç aylara hem de bizi 9 ay karnında taşıyıp iki yılda sütüyle besleyen annelerimize sahip çıkalım. Değerlerini bilelim.  Annelerle ilgili Kutlamalar, Amerika'da 1911 yılında sürekli kutlama haline getirildi. Oradan bütün Avrupa'ya yayıldı.  Ülkemizde ise, 1955 yılından itibaren Mayısın ikinci Pazar günü "anneler günü" olarak kutlanmaya başlandı.
Bu kutlamalar konusunda toplumun kafası karışık olsa da, isteyen kutlamakta, istemeyen de uzak kalmaktadır. Fakat Toplumun ekonomik kültür ve eğitim düzeyi yükseldikçe tutuculuktan uzaklaşanların hoşgörüsü artmaktadır. Bu kültürü haram gören Müslümanlar bile bu yaşamlardan kendilerini kurtaramamaktalar.
Her birimiz modern şeytan denilen Reklamların ve modern yaşamın etkisi altında kalıyoruz. Şeytan nedir ki? Görülmediği halde dışarıdan bize etki eden, fakat üzerimizde baskı kurma gücü olmayan bir varlıktır. O bizi görür. Biz onu göremeyiz. Reklamlar, her türden insanı etkisi altına almaktadır. Reklamlarda daha çok kadın figürleri kullanılmaktadır.  Topluma sunulan reklamlara cümlemiz Yahya Kemalin şiirinde söylediği gibi" Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik. Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik"  hepimiz doludizgin kulaç atmaya koşuyoruz.

Kuranda "Çocukların baba ve analarının istirahat vakti olan üç vakitte, odalarına izinsiz girilmesi yasaklanmaktadır." Efendimize" anasının ihtiyar olup kendisinden başka kimsesinin olmadığını, anamın odasına girerken İzin mi alacağım? Deyince, Efendimiz adama "Anneni hoşlanmayacağın şekilde görmen hoşuna gider mi? der. Oda hayır, der. O zaman önce izin al, öyle ihtiyaçlarını karşıla" buyurur. Bu kutlama günlerinde benzer bilgiler verilmelidir.
Bütün Belediyeler böyle günleri fırsat bilerek reklam yapmak için kesenin ağzını sonuna kadar açıyorlar. Açgözlü olanlarda, açılan bu keseden alabildiği kadar alıyor. Neye karşılık. Kırk yıldır söyledikleri sözü, kırk birinci defa söylemek için.
Hediye almak için hepimiz bu günleri bir fırsata çeviriyoruz. Bu günlerde yapılan harcama kazancımıza zarar vermemelidir. Hediyeleşmeyi peygamberimiz öğütlüyor. Çünkü hediyeleşme gönüllerde sevgi tohumlarının tomurcuklanmasına etki eder. Kin ve buğuzun söküp atar. Bunu bir menfaat karşılığı yapmadıkça.
Diyanet bu kutlamaları bir taraftan hoş görmezken diğer yönden peygamber için doğum günleri ihdas etmekte beis görmüyor. Peygamberi 365 gün anlatamıyorlar da kafalarından uydurdukları kutlu doğum günlerinde mi anlatacaklar? Büyük âlimler yıllar öncesinden, İslam dininde Kadir gecesi ve Cuma günü hariç Dinin özel gün ve geceleri yoktur sözünü söylemişler. Fakat günün istismarcıları onları dinlemiyor. Bu günlerin sayısını daha da çoğaltmanın peşindeler. Peygamber doğum günü belliyken 24 Nisanı kutlu doğum haftası ilan ettiler.
Anaları, bu anma günlerinde değil, her gün hatırlamalıyız. Onunla yaşadığımız acı ve tatlı günleri ve yılları hatıramıza getirmeliyiz. Peygamberimizi de sığ doğum günlerine terk etmemeliyiz. Öğrencilik ve askerlikte arkadaşlarımızla geçirdiğimiz hatıraları ölünceye kadar bıkmadan usanmadan anlatıyoruz. Başta efendimizin hatıralarını ve Anamızla ilgili hatıralarımıza da kayıtsız kalmayalım. Her daim onları yâd edelim.
Bir ananın oğlu askerde hastalandığı için köye hava değişimine gönderilir. Fakat sağlığına kavuşmadan vefat eder. Bu askerin nişanlısı, küçük kardeşiyle evlendirilir. Bu ana ölen asker oğlunun fotoğrafını kimsenin bilgisi olmadan 50-60 yıl, beline sardığı kuşağında saklar. Ölünce belindeki kuşağı çıkaranlar ancak O resmini görürler. İşte analar günü böyle ibretli hatıraları anlatmaya fırsatlar vermelidir.  
12 Mayıs günü analar günü, bütün dünyada olduğu gibi, ülkemizde de de 1955 den itibaren kutlanmaya başlanmıştır. Ülkenin şehir yaşamına hızlı geçişiyle birlikte, bu kutlama sarmalı her eve uğrar olmuştur. Efendimiz" Cennet anaların ayakları altındadır," buyurdu. Cennete aday olan bizler, oraya ulaşmak için Anamızın Rızasını almaya bakmalıyız. Efendimiz "Harbe katılmak isteyen birine, bakılmaya muhtaç olan ana-babası var diye savaşa gitmeye izin" vermemiştir. Analarda Allah tarafından verilen " cennet meyvesi çocuklarına sahip çıkmalılar. Allah'ın bu emanetini iyi korunmalılar

Cemal Çalışkan
Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te Bozkır Haber'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* yapılan yorumlar denetlendikten sonra yayınlanmaktadır.