Recent Comments

DEMEDİ DEMEYİN!


​Dedelerimiz anlatırlardı, Sarıot gölünün suyu nereye gidiyor diye merak etmişler ve o günün şartlarında bir araştırma yapmışlar. Kendi imkanlarıyla göle saman atmışlar, Aygır Dibinde beklemişler ve samanlar Aygır'dan çıkmış. Yani Sarıot gölü suları boşa gitmiyor Aygır'ı besliyor. Bunu yıllardır söylüyoruz. Sarıot suyunu Çat barajına alalım diyenlere tek sorumuz Aygır ne olacaktı. Dedelerimizin anlattığı bu basit deneyi anlatıp, "aman dokunmayın Sarıot gölüne, Aygır'ımızı da kurutmayın" diyorduk. Ancak Bozkır'ın doğal yapısını bilmeyenler, Sarıot gölünün boşa gittiğini söyleyip bununla ilgili çalışmalar yapılmasını istiyorlardı. Suların gölete akıtılarak suyun değerlendirilmesini isteyenlerin art niyetli olmadıklarını biliyorum. Bilimsel bir araştırma da olmadığından, boşa giden bir suyun gölete akıtılarak değerlendirilmesini istemek doğru bir yaklaşımdı elbette. Ancak herkesin aklında bir "acaba" vardı, gerçekten eskilerin söylediği gibi Sarıotun suyu Aygır'dan mı çıkıyordu. Bizler bunu savunuyor ve bu sebeple Sarıot suyunu gölete akıtmakla Aygırı'n kuruyacağını anlatmaya çalışıyorduk. Tabii ki biz ve bizim gibi düşünenlerin elinde bilimsel bir araştırma yoktu, sadece eskilerin anlattıkları vardı ve bir de Bozkır'da yaşadığımız için ekolojik dengenin farkındaydık. Bizler "Aygır kurur Sarıot'a dokunmayın dengeyi bozmayın" dedikçe neredeyse ihanetle bile suçlandık.

Neyse ki Devlet su işleri incelemeden araştırmadan bir çalışma başlatmadı. Geçtiğimiz hafta sabah Çarşamba çayının yemyeşil aktığını gören hemşerilerimiz endişelendi. Olaydan habersiz olduklarından bilgi almaya çalıştılar. Sonunda Belediye anons geçerek bilgilendirdi insanları. Devlet su işleri Sarıot suyunun nereye gittiğini anlamak için bilimsel bir deney yaptı ve göle boya attı. Sonuç beklediğimiz gibiydi. Aygır suyu yemyeşil fışkırdı. Bir daha görmemizin mümkün olmayacağı bir manzara çıktı. Aygır suyu yemyeşil fışkırınca çarşambada yeşil aktı. Emeği geçenlere teşekkür ederiz, sonunda bilimsel olarakta Sarıot suyunun boşa gitmediği, Aygır'ı beslediği anlaşılmış oldu.

Bir yeri yaparken başka bir yeri yıkmamak lazım. Bu deney yapılmadan  apar topar Sarıot suyu gölete aktarılsaydı ne olurdu düşünebiliyor musunuz?. Aygır'ın kuruması demek Çarşamba'nın kuruması demekti ki bu da tüm Bozkır'ın ekolojik dengesinin, tüm doğasının bozulması demekti. Neyse ki işler bilimsel çerçevede ilerliyor.

Bundan sonra ki süreç nedir bilemiyoruz ancak, tek endişemiz Aygır'ımızın doğal güzelliğinin bozulması. Biliyorsunuz defalarca da yazdım, birileri Aygır'a bir şeyler yapalım dediğinde tüylerimiz diken diken oluyor. Çünkü ne zaman birileri bir şey yapalım dese biraz daha bozuyorlar doğallığını… Bu yüzden "aman kimse Aygır'a dokunmasın, bir şey yapmasın" diye haykırıyoruz. Hiçbir yapaylık doğallık kadar güzel olamaz biliyoruz. Bu yüzden hepimizin görevidir Aygır'a sahip çıkmak, doğal kalmasını sağlamak.

Sarıot gölü, Aygır derken bir konu daha var hemen iliştireyim. Yaz aylarının gelmesine rağmen yayla yollarımız olduğu gibi duruyor. Daha önce de yazdım, yayla yolundan Bozkır'a ulaşmak isteyen Yörüklerin yerine kendinizi koyun, kim o köstebek yuvası yollara lüks aracını sokmak ister ve kim o yoldan Bozkır'a gelir. "Yörükler gelmiyor artık" diyoruz da kimse o yollardan nasıl gelsinler demiyor, diyenlere de "muhalefetsin" damgası vuruluyor. Bu yılda o yollardan Yörük gelir diye beklemeyin, hiç kimse lüks aracını o köstebek yuvası yola sokup Bozkır'a alışverişe,gezmeye gelmez,boşuna ümitlenmeyin, sonra demedi demeyin…

Filiz Kılınçel
Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te Bozkır Haber'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* yapılan yorumlar denetlendikten sonra yayınlanmaktadır.