Recent Comments

OKU”MA ZAMANI GELDİ


​Her şerde bir hayır varmış, yaşadığımız korkunç olaydan sonra ülkemin tümünde yaşanan manzara bunu gösteriyor. İktidarıyla muhalefetiyle demokrasisine ülkesine sahip çıkan, tankların önüne yatan,F16 lara meydan okuyan bir Milletiz biz… 15 Temmuzdan önce birbirine selam vermeyen, kanlı bıçaklı olan bir milletin nasıl bir anda kardeş oluğunu hatırladığını, nasıl bir anda tüm düşmanlıkları silinip solcu sağcı demeden el ele omuz omuza ülkesi için canını verdiğini, tüm dünya bir araya gelip en iyi bilim adamlarına incelettirse bulamaz… Çanakkale ruhumuzu kaybettik diye hayıflanırken, gençler kayıp nesil oldu hiçbir şeyi ciddiye almıyorlar, bilgisayar başından hiçbir güç kaldıramaz onları, derken nasıl oldu da meydanlarda toplanıp canlarını vatana siper ettiler diye yıllarca araştırsalar bulamazlar. Ülkemle gurur duyuyorum.

Ama bu gurur bizi rehavete sevk etmesin sakın, çünkü artık daha dişli daha zorlu bir şekilde üstümüze geleceklerdir. Denedikleri her yol boşa çıkmış, her şeye rağmen bu insanların kardeşliğini birliğini bozamamışlardır, öyleyse şimdi daha büyük provokasyonlarla daha nazik noktalarımızdan bizi yakalamaya çalışacaklardır. Yapmamız gereken tek şey uyanık olmak, bilgiyle donanmak, akıllı olmak ve aklımızı kullanmaktır. Bizim şu an en nazik noktamızda hepimizin bildiği gibi "din"dir. En çok dikkat etmemiz gereken noktamız, en çok bilgilenmeye ihtiyaç duyduğumuz noktamızda burasıdır. Kendi inandığı dinin kutsal kitabını bir kez bile kendi dilinde okumamış ama günlerce Arapça olarak hatmetmiş bir millet olarak, artık kendi dilimizde anlayarak, araştırarak, şeyhlere efendilere ihtiyaç duymadan "OKU"ma zamanı gelmiştir. Bunu itiraf etmekten, kendinize itiraf etmekten korkmayın lütfen, aslında pek çoğumuz inandığımız iman ettiğimiz kitabımızı bir kere bile Türkçe okumadık değil mi? "Sen anlamazsın" diyenlere kandık çünkü onlar okuyup bize anlatacaklardı ve bu kolayımıza geliyordu. Ama bunu sinsice ve egosuna hizmet edecek şekilde yorumlayabileceğini hesaba katmadık. Bizi Allah'la aldatabileceklerini düşünmedik. Ve bizler Kuran'a saygıyı duvara asıp en güzel kılıflar içinde saklamak sandık, Kuran'a saygıyı abdestsiz eline almamak, diz üstü çöküp şöyle tutmak böyle tutmak sandık… Kur'an okumak için bir sürü ritüellerden geçmek gerekir sandık ve saygısızlık etmemek adına korkup elimize bile almadık. "Çarpılırsın öyle okuma" diyenlere bu kitap kimi çarpmış diyemedik. Ve asıl bu kitabı okumadığımız için çarpıldığımızı anlamadık. Oysa Kuran'a saygı onu anlayarak okuyup hayatına geçirmekmiş yeni yeni anlıyoruz, ya da umarım anlamışızdır…

Bir itirafta bulunayım, belki sizlere de ders olur bana olduğu gibi… Beni tanıyanlar bilirler okumayı çok severim, ayırım yapmam bir konu hakkında her fikirden yazarı okurum. Bir gün dükkânımın önünde bir bilim adamının kitabını okuyorum, kitabın adı "Maun sûresi" kitabın içine düşmüşüm neredeyse… Birisi dikiliyor başıma, yazara bakıyor ve patlatıyor bombayı "bu adam din adamı gibi görünen bir kâfir, nasıl okursun bunu, beynini yıkıyor" dedi. Sohbetin hepsini anlatmayacağım kısa kesiyorum, " bu herif koca Maun suresinin 6-7 işine gelen ayetini almış, diğerlerini yok saymış, bununla da kitap yazmış sizin gibilerde inanıyor, surenin hepsini okumak lazım" deyince içime şüphe düştü. Olabilir miydi, olabilirdi daha önce böyle yapan yazarlara rastlamıştım. Şüphe içimi kemirmeye başladı, bu konuda cahil olduğumdan adama cevapta veremedim haliyle ve adam zafer kazanmış asker edasıyla yanımdan ayrıldı. Kitabı bıraktım, "böyle yaptıysa yazıklar olsun yahu, en güvendiğimiz din adamları da bunu yaparsa biz ne yapalım" diye söylenmeye başladım ama üşenmedim kalktım, çarpılır mıyım ki diye korka korka elime Kur'an aldım, Maun Suresini aramaya başladım. Bekliyorum ki 80 -90 ayetlik bir sûre, sûreyi bulunca hayatımın tokadını yedim. Cehaletime kızdım ve o günden sonra Kur'an'ı kendi dilimde okumaya başladım. Ne demek istediğimi anlamanız için açın Maun Suresine bir bakın kaç ayetmiş…

Uzun lafın kısası, bizim en hassas noktamız dinimiz ancak onu da hurafelerle, uydurmalarla, şeyhlerin efendilerin anlattıklarıyla biliyoruz. Çünkü araştırmak sorgulamak gibi bir alışkanlığımız yok. Olsaydı keramet gösterdiğini sandığımız, şefaat edecek sandığımız adamları baş tacı edip, her dediğini doğru kabul edip boyun eğer miydik?

Demek istediğim şu ki şimdi düşmanlarımız daha çok safları sıklaştırarak ve daha hassas noktalarımızı tespit ederek üstümüze gelecekler, bunun için aklın ve bilimin ışığında kendimizi hazırlamamız gerekiyor. Daha çok okuyup, daha çok araştırıp, aklımızı kullanmamız gerekiyor yoksa üzerimize daha çok "pislik yağar"(bu tabir Kuran'a aittir)…
Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te Bozkır Haber'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* yapılan yorumlar denetlendikten sonra yayınlanmaktadır.