Recent Comments

İKİ AYAKLI HAYVANLARIMIZ


​Bahar geldi çok şükür,zorlu bir kışın ardından yeşeren Bozkır'ımıza bir kez daha aşık olmamak elde değil… Alçaklarda kar kalmadı ancak, yükseklerde kalan karlardan yapılan karlı pekmezin yerini hiçbir şey tutamaz. Eskisinden daha çok dağlara pikniklere gidilir oldu. Piknik alanlarımızda araç koyacak yer bulamaz olduk. Tatil günleri Konya'dan gelenlerle birlikte dağlar tepeler dolup taşıyor. Herkes bir günlüğüne de olsa hasret giderip doğayla kucaklaşıyor. Keşke o doğanın kıymetini de bilsek…

Sürekli yazıyorum daha da yazacak gibiyim. Bir kişi bile ders alsa bizim için kârdır deyip, bıkmadan usanmadan yazacağım. Muhteşem bir nizamla kurulmuş doğaya ihanet devam ettiği sürece de yazmaya devam edeceğim. Piknik alanlarında insanlar gittikten sonraki manzarayı görünce, iki ayaklı hayvanlar buradan geçmiş demeden kendimizi alamıyoruz. Yemyeşil  çimlerin, rengarenk papatyaların çiçeklerin üzerine hiç acımadan, en ufak bir vicdan azabı duymadan ateş yakana, üstelik az ilerisinde daha önce ateş yakılmış yer dururken illa yeşilin üstüne ateş yakana iki ayaklı hayvan diyoruz ancak, doğada ki hiçbir hayvan da bunların yaptığını yapmaz diyerek hayvanlardan özür dilemek geçiyor içimizden. Ya ağaçların dibine altına ateş yakanlara ne demeli… O ağacın dallarının yapraklarının nasıl kavrulduğunu görmemek, vicdan azabı duymamak için insan olmamak gerek. Zaten böylelerine de insan demek insanlığa hakaret olur. Bir de çıra çıkarmak için yüz yıllık ağaçların gövdelerini oyup kurumaya terk edenler var. Bunları hangi kategoriye koyacağımızı bilemiyorum. Ömründe bir tek fidan bile dikmemiş sözde adamlar, koca koca ağaçlara yaptıklarının hesabını elbet bir gün vereceklerdir.

Çöp meselesine girmeye gerek bile görmüyorum çünkü, bir hafta önce çöp denizi yaptığı yere aynı adam yine gidiyor ve pislikten kendisi de yakınıyor, akıl alır gibi değil. Şu güzelim doğamızın, yeşilliklerin arasında ki çöp yığınlarını gördükçe, insan olan herkesin içi yanıyor biliyorum. Ancak daha öncede çok kez yazdığım gibi çevre temizliği aileden öğrenilebilinecek bir şeydir. Daha bu sabah bir gurup genç içtikleri kola kutularını kimseye aldırmadan yolun ortasına sallayıverdiler. Yaptığı şeyin hata olduğunu bile düşünmeden, hiçbir utanma belirtisi göstermeden… Az ilerisinde duran çöp tenekeleri onlar için ne ifade ediyor acaba çok merak ediyorum. Daha önce yazmıştım, Avrupa'dan gelen bir ailenin çocuğu elindeki poşeti atmak için çöp bidonu sordu babasına, babanın verdiği cevap şok ediciydi. "Atıver oğlum, burası Avrupa değil bir şey olmaz!" Yani adam Avrupa'da olsa çöpe atacak ama, burası Türkiye yere atabilirsin diyor. Çünkü yasalardan korktuğu için Avrupa'da yere atmıyor, temizliği içselleştirememiş benimsememiş, yaşam tarzı yapamamış. 

Bir de müzik meselesi var. Yüzlerce kişinin piknik yaptığı ortamda sanki herkes onun sevdiği müziği sevmek, dinlemek zorundaymış gibi arabasının kapılarını da sonuna kadar açıp bangır bangır müzik dinleyenler var. Benim elimde bir güç olsa, bu tipleri zaten o doğanın içine sokmam. Hem insanları hem de oradaki her türlü hayvanı rahatsız ettiğinin farkına varamayan bu tip iki ayaklı hayvanları doğaya sokmamalı ama, yapacak bir şey yok. Adam kuş sesi dinlemeye gelenleri anlamayacak kadar ileri bir zekaya(!) sahip ne diyelim.

Doğanın ortasında kimseye aldırmadan bas bas müzik dinleyen, ağacın altına, yeşilin üstüne ateş yakan, çöpünü de oraya buraya savuran adamların bu yazıyı da okuyacaklarını hiç sanmıyorum.  Ancak, okuyan bilinçli kardeşlerimin, bir sohbet esnasında bu tip adamlara konuyu açmalarını, en azından bir iki kelime kulaklarına katmalarını sağlamalarına yardımcı olabilirim diye düşünüyorum. İşimiz zor biliyorum ama, bir kişiyi bile vicdanıyla yüzleştirebilirsek ne mutlu bize…

Filiz Kılınçel
Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te Bozkır Haber'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* yapılan yorumlar denetlendikten sonra yayınlanmaktadır.