Recent Comments

BOZKIR, BEN VE YENİ YIL



Bir yıl daha geride kaldı. İnsan ömrü gibi dünyanın ömrü de tükeniyor. Her geçen gün acımasız bir insan topluluğu oluyor dünya.
Ahir zaman dedikleri bu mudur diye düşünmeden geçemiyoruz.
Hani insan avazı çıktığı kadar bağırmak istiyor içinden "İnsanlık sen var mısın, neredesin?"
Dünya öyle hale geldi ki, insanlığın yok olduğu, canavarlaştığı, acımasızca katliam işlendiği ve seyredildiği, hatta yardım edildiği bir dünya…
Özellikle bölgemiz ateş çemberinde, çıkış yolu kalmamış.
Bu acılarla dolu dünyada 2015 yılını kapatıp 2016 yılına, her yıl olduğu gibi yine en iyi dileklerle gireceğiz. Şimdiden ben de 2016 yılının hayırlar getirmesini diliyorum. Yeni yıl umutlu ve mutlu olsun.
BOZKIR'A BAKIŞ
Bir süredir Bozkır'da neler oluyor izlemeye çalıştım. Geçtiğimiz günlerde bir gün de olsa kısa bir ziyaretim oldu. Seçim havasından çıkıp yeniden hayat başladı dedik, biraz irdelemek istedik. Bozkır'da değişen bir şey yok.
Hayır var tabi!... 
Bozkır kent girişi geçen yıl Bozkır Belediyesi tarafından yapılmıştı. Yol olarak çok da güzel olmuştu, yürüyüş güzergahıyla falan… Tabi lak olayını yani heykeli kaleleri saymazsak. Ne olduysa büyükşehir bu yolu yıktı. Uzun bir inşaat süreci hala devam ediyor. Tabi o çirkin heykel ve kaleler duruyor.
Tabi mutlaka bir şeyler yapılıyor. Mutat belediyecilik dışında Büyükşehir Belediyesi'nin projeleri var tarıma ve hayvancılığa yönelik, kent merkezi yapılaşmasına yönelik.
Ziraat odasının sarımsak projesi de Bozkır için, Armutlu'daki çilek projesi gibi gibi can getireceğe benziyor.
Yapılmak istenen projeler gerçekten güzel diyecek bir şey yok ama asıl olan Bozkır'da yaşamı geliştirecek bir proje hala göremiyoruz.
Bu kadar yazmamıza, Milletvekili Mustafa kalaycı tarafından Başbakan Ahmet Davutoğlu'na soru önergesi verilmesine, Ziya Altunyaldız AK Parti iktidar partisinden milletvekili seçilmesine rağmen hala Alanya yolu hakkında bir açıklama ve bir gelişme yok.
Belediye kiracıları da hayli şikayetçi. -özellikle kısa dönem kira sözleşmelerinden-
Aldığımız bilgilere göre pazar yeri projesi de, yer olarak pek uygun bir yer değil. Dar alana pazar sıkıştırılmaz. Zaten sıkışık olan şehir merkezini daha da sıkıştırır.  
BOZKIR VE BEN
Bozkır ve ben demek istedim bu yazımda. Aslında ben demesini hiç sevmem. Beni bilenler bilir. Hiçbir zaman ben tahtına kapılmadım. Makam, mevki sevdasında olmadım.
Her zaman hizmeti önde tutup doğru bildiğimi çekinmeden söyledim.
Doğru yapılanın hep yanında oldum. İlk kez sahneye çıkmadım. 25'li yaşlarımla başladım buna. Genelde ülke hizmeti yerelde Bozkır hizmeti için elimi taşın altına koymaya çalıştım.
1991 yılında Bozkır dergisini çıkarırken, dernek ve vakıfta hizmet ederken, TV programında Bozkır problemlerini konu ederken, Bozkır Postası'nda yazı yazarken hep aynı şiardan yürüdüm. Önce hizmet…
Doğru yapılanların yanında olurken, yanlış olduğu zaman da bu yapılanın yanlış deme gereğini hep duydum. Biliyordum ki, yanlışı alkışlarsam, yanlışa yanlış demezsem dilsiz şeytandan farkım yoktu.
Belki bazıları buna kızdı, nefistir olabilir. Bazıları aferin dedi. Onun işine geliyordur.
Ama ben ne aferin almak için ne de kimseye garezle kızdırmak için yaptım. Sadece doğru yapılsın diye doğruya doğru yanlışa yanlış dedim.
Hatta yanlış olduğunu söylediğim birçok konu sonradan ortaya çıktı. Yanlış olduğu görüldü, dillere düştü, keşke yapsaydık denildi ama hatalara devam edildi. Ne garip ki, biz söylemiştik dediğimizde, denemek istedik denildi. Aslında bu denemek değil, onların basiretlerinin kapalı olduğunu gösteriyor.
Bu durum bazılarının dimağlarında acı bırakmış ki, çiftlik gibi kullandıkları kurumların zedelenmesine aldırış etmeden, onları umursamadan, yanlışı göre göre kapılarını kapattılar. Denilmiş ki: "Mehmet Ceylan yanlışları görüyor."
Yanlış yapmak da insanlar içindir ama önceden görenlere kulak vereceksin değil mi ya?…
İleriki yazılarımızda bunları ayrıca yazarız diye düşünüyorum. Dediklerimizin doğru çıktığı, hem de ispatlı şahitli.
Hiç de önemli değil. Kimsenin güzel hatırı için doğru söylemekten geri kalmayacağız. Bazıları kurumsallığa, yanlış olgulara pirim verse de biz yanlış olduğunu söylemeye çalışacağız alan alır, almayana diyeceğimiz bir şey yok. Zaten basireti kapalı olanlara ne diyelim.
Selametle…
Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te Bozkır Haber'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* yapılan yorumlar denetlendikten sonra yayınlanmaktadır.