Recent Comments

EHLİ SÜNNETİN YAŞAMASINDA MÜCADELENİN ÖNEMİ

Ali Dutal
    Her türlü yozlaşma ve olumsuzluğa rağmen, ülkemiz; manevi bir iklime, İslami bir alt yapıya sahipse burada ki en büyük pay; hiç kuşkusuz Ehli Sünnet İslami Cemaatlere aittir.
         Elbette ki, Ehli Sünnetin ülkemizde hayat bulması için bireysel olarak mücadele veren hocalarımızın da hakkını teslim etmeliyiz. Ancak, kurumsal mücadelede bütünlük gösteren Ehli Sünnet İslami Cemaatlerin etkisi kuşkusuz tartışılmaz. Bu bütünlüğü gerek İlahiyat Fakülteleri ve gerekse Diyanet İşleri Başkanlığı mensupları gösteremediği gibi; maalesef bir takım adlarının önünde profesör yazan akademisyenler, hocalar Ehli Sünneti etkisizleştirmenin çabası içerisindedirler. Bu nedenlerle Ehli Sünnet Cemaatlere yönelik karalama kampanyaları yoğun olarak yapılmaktadır.
    Toplumun büyük çoğunluğunun, ülkemizdeki cemaatler hakkında sağlıklı bir bilgiye sahip olmadıklarını düşünüyorum. Bunun temelinde Ehli Sünnet dışı şer odaklarının olumsuz propagandaları olmakla birlikte Ehli Sünnet Cemaatlerin ortak hareket edememe iradelerinin olmaması da önemli bir etkendir. Oysa ki birlikten güç doğar.
   Müslüman çocuklarını İslam'dan uzaklaştırmak için her türlü aracı kullanan İslam düşmanları;  Müslümanları Ehli Sünnetten uzaklaştırmak için sahte hocaları da kullanmaktadırlar. En tehlikelileri bunlardır.
    Bu odaklar kimler diyeceksiniz. Bunlardan o kadar çok ki; bunları televizyonlarda, gazetelerde hatta sokaklarda görebilirsiniz. Bunların en temel özellikleri;
1-Tasavvuf, tarikat düşmanıdırlar.
    Tasavvuf ehli insanlara "Şeyhlerini peygamberden önde tutarlar; şeyhine dokununca cennete gireceklerini söylerler; şeyhlerini aracı olarak kullanarak şirke girerler" diyerek, tüm tasavvuf ehli insanlara en aşağılık şekilde iftira ederler.
    Gayeleri Allah'ın dinini insanlara öğretme ve yaşatma olan cemaatler İslam'ın aksi bir tutum ve davranışlarda bulunabilir mi?
    Asla ve asla İslam'ın aksine bir tutum ve davranışlarda bulunmazlar, bulunan varsa bunların kesinlikle tasavvuf ve tarikatla alakası yoktur. Bunlar tasavvuf düşmanı odakların özel yetiştirilmiş elemanlarıdır. Sahtekar, takiyyeci; en önemlisi dinle imanla alakaları olmayan şahıslardır. Milletimiz bu sahtekarları çok gördü; sonradan foyaları ortaya çıktı; çıktı ancak, bir çok Müslüman evladının iman ve itikadına zarar verdiler.
    Ülkemizdeki Ehli Sünnet Cemaatlerin büyük bir kısmı bu söylemlerin dışındadır. Azda olsa, bu milletin gayet iyi bildiği, şer odaklarının projesi olan cemaatlerde bulunmaktadır. Bunlarla gerçek tasavvufi cemaatleri ayırmak gerek.
2-Eshab-ı Kiram düşmanları;
    Bunlar Eshab-ı Kiram Efendilerimizin arasında geçen bazı olumsuz olaylar üzerinden; bazı Eshab-ı İkram Efendilerimizi kötü göstermeye çalışırlar ve saygısız ifadeler kullanırlar. Bunlara da çok dikkat etmek gerekiyor. Biz istisnasız Eshab- Kiram Efendilerimizin tamamını severiz, sayarız. Hiç birine zerre kadar da olsa saygısız bir ifade kullanmayız, kullanamayız.
    Bilindiği üzere Eshab-ı Kam Efendilerimizin büyüklerinden bazılarına karşı olumsuz söz ve davranış içerisinde olanlar Şii'lerdir. Şii'ler ümmetin içine her zaman fitne sokmuşlar ve sokmaya devam etmektedirler. Hiçbir şekilde Şiiliği hak mezhepler içerisinde gösteremeyiz. Mezhebin amacı ümmete imanda itikatta yol göstermek amelde kolaylık sağlamaktır. Düşünün, bir İslami Mezhep ümmetin en üstünleri Hz. Ebubekir (r.a.), Hz. Ömer (r.a.), Hz. Osman (ra) Efendilerimizi sevmeyebilir mi, hele hele buğz edebilir mi; Allah aşkına küfür edebilir mi? Ben onu bunu bilmem; bildiğim bir şey var; Allah (cc) ve Peygamber Efendimizin (sav) sevdiğini sevmeyecek bir de düşman olacaksın; sevmediğini sevecek yetmedi dost olacaksın; ondan sonra Müslüman'ım diyeceksin! Siz karar verin; benim diyeceğim belli.    
    Ehli sünnet inancının ülkemizde hayat bulmasında çok önemli işlevleri olan Ehli Sünnet Cemaatlere karşı yapılan mesnetsiz ve aşağılık iftiralara, şer odaklarının aldatıcı söylemlerine karşı uyanık olmalıyız. Alimleri, Allah(cc) dostlarını, salih zatları sevmeliyiz. Allah (cc) dostlarına düşmanlık, Allah'a (cc) düşman olmak demektir. Rahmetli Tahir Büyükkörükçü Hoca Efendi, naklen; "Allah'a (cc) şirk koşmaktan sonra en büyük günahın Allah (cc) dostlarına düşman olmak" olduğunu vaazında anlatmıştı. Yüce Rabb'm;
            "Bilesiniz ki, Allah'ın evliyalarına hiçbir korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir de. Onlar iman etmiş ve Allah'a karşı gelmekten sakınmış olanlardır. Dünya hayatında da, ahirette de onlar için müjde vardır. Allah'ın sözlerinde hiçbir değişme yoktur. İşte bu büyük başarıdır."  Buyurmaktadır.
           Kısaca, Ehli Sünnet yani Sünnilik; "Peygamber Efendimiz'in (sav) sünnetine, Ashabı'nın ve onların yollarını izleyenlerin sünnetine; itikad ve amel hususlarında uyanlara," denir. Ehli Sünnet yolu insanı kurutuluşa; diğerleri ise felakete götürür.
     Ehli Sünnet Cemaatler ve tüm Ehli Sünnet kişiler her türlü meşru araçlarla Ehli Sünnet dışı kurum ve şahıslara karşı mücadele etmek zorundadırlar. Allah (cc) yardımcımız olsun. 
Ali DUTAL


Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te Bozkır Haber'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* yapılan yorumlar denetlendikten sonra yayınlanmaktadır.