Recent Comments

SEVGİNİZİ GÖSTERİN


​Hepimiz çocuklarımızı çok seviyoruz, hatta canımızı bile veririz şüphe yok ama sevdiğimizi çocuklarımız biliyor mu? Yani onlara sevgimizi gösterebiliyor muyuz? Pahalı oyuncaklar, kimsede olamayan şeyler,her istediklerini almaktan, ne isterlerse yapmaktan bahsetmiyorum. Onlara, gerçekten onları ne kadar çok sevdiğimizi hissettirebiliyor muyuz? Büyüklerin yanında çocuk sevmenin ayıp olduğu devirler bitti çok şükür ama şimdi de sevgimizi göstermekte zorlanıyoruz. Sevgimizi nasıl göstereceğimizi bilemiyoruz. Çözümü de her istediğini yapmakta, her istediğini almakta sanıyoruz. Ama çok yanılıyoruz. Artık çocuklarımız her şeyi sanalda yaşar oldu. Sanal hayvan besliyorlar, sanal bahçelerde sebze yetiştiriyorlar, sanal arkadaşlıklar kuruyorlar, sanal oyunlar oynuyorlar. Gerçek ilişkilerde bu yüzden zorlanıyorlar. "Çağın gereği bu, arkadaşlarından geri mi kalsın, biz imrendik onlar imrenmesin, biz görmedik onlar görsün, biz yapamadık onlar yapsın" diyerek kendi kontrollerimizi bile çocuklarımızın eline bıraktık. Tüm bu yaptıklarımıza rağmen çocuklarımızın bir türlü mutlu olamayışına da şaşırıp kaldık. Bir türlü mutlu edemediğimiz çocuklarımızın istediği olmayınca, yaptıkları çıkışlar karşısında da ne yapacağımızı şaşırıp, "ne isterse yapıyoruz ama yine de mutlu edemedik" serzenişleri duyuyoruz.

Oysa çocuklarımızın tek istediği şey, aile içinde sevildiğini hissetmeleri ki bu öyle seni seviyorum demeyle olmuyor. "Koca oğlan oldu seversem şımarır, koca kız oldu sevilir mi" demeyin. Oğullarınız kızlarınız, ister 5 isterse 15 yaşında olsun, sizin sevginize ve ilginize ihtiyaçları vardır, unutmayın. Bir düşünün bakalım en son ne zaman saçını okşadığınızı, en son ne zaman birlikte vakit geçirdiğinizi hatırlamaya çalışın. Mesela  en son ne  zaman akşam telefonları, bilgisayarları, televizyonu kapatıp birlikte oyun oynadınız ya da sohbet ettiniz. En son ne zaman "dersler nasıl" dan başka cümle kurup konuştunuz. En son ne zaman onu gerçekten dinlediniz. Pek çoğumuz bunların hiç birini yapmadık, onları okula gönderip tüm sorumluluğu okula, öğretmene, sisteme attık. İşimize böyle geldi, çünkü bu işin kolayıydı. Ama görüyoruz ki tüm bu yaptıklarımızda bir şeyler eksik kalıyor. İşte o eksik şey sevgimizi gösteremeyişimizdir. Çocuklarımıza hata yapma hakları olduğunu, yaptıkları hataların bir bedeli olduğunu ama hata yaptıklarında bile onları sevmekten vazgeçmeyeceğimizi gösteremedik. Sevmekle şımartmak arasında ki ince çizgiyi bilemedik. Ya sevmek adına şımarttık ya da korkuyla terbiye etmeye çalıştık ki ikisi de yarar değil zarar getirdi hep birlikte gördük.
Çocuklarımıza güvenelim arkalarında duralım ama yine de kontrolü elden bırakmayalım. Mesela en son okuluna ne zaman gittiğinizi hatırlamaya çalışın lütfen. Devamsızlık konusunda ne biliyorsunuz, hangi derslerde mutlu hangi dersleri sevmiyor, hiç okula gidip özel olarak hocalarla görüştünüz mü? Çocuğunuzun özel ilgi alanlarıyla ilgili bir araştırma yaptınız mı? Kimlerle arkadaşlık ediyor ya da arkadaşlarıyla iletişimi nasıl araştırdınız mı? Son zamanların modası "benim çocuk hep arkadaşlarına uyuyor" diyorsanız, kendinizi kandırıyorsunuzdur, bunu hiç düşündünüz mü? Düşünmediyseniz düşünün lütfen.
Topu sisteme, çağa atmak ne bizi ne de çocuklarımızı kurtarır, aile içinde mutlu olan, sevildiğini hisseden çocuklar, hem ailesine hem kendisine hem de topluma faydalı birey olarak yetişir. Bakın haberlere, yaşanan tüm olumsuzlukların altından sevgisizlik çıkıyor. Elinizdeki telefonlardan çocuklarınızın gelişimiyle ilgili yazılar- videolar açın, okuyun- izleyin. Bu hem çocuklarınıza hem de topluma karşı görevinizdir. Sonunda eyvah dememek için şimdi başlayın sevginizi ilginizi çocuklara göstermeye…

Filiz KILINÇEL

E-Posta :[email protected]
Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te Bozkır Haber'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* yapılan yorumlar denetlendikten sonra yayınlanmaktadır.