Recent Comments

ACABA MI?

Dün, “Gül Güzeli Doğacak” başlıklı bir makaleye kaleme alarak, Sayın Cumhurbaşkanının halen yapmakta olduğu Diyarbakır gezisi ile gerek kendisinin, gerekse bir kısım zevatın bu ve aynı konuya dair daha önceki tutumlarıyla mevcut olguları eleştirmiş, bu gezinin pek işe yaramayacağından yakınmış, özellikle kendisinin daha içten ve daha açık sözlü olmasını istemiştik. Yazdığımız bu yazıyı da şu;   http://www.millibirlikhareketi.org/haber_detay.asp?id=2032&uyeid=161 biçimindeki Internet adresinde yayınlamıştık.
Dün ve bugün kendisini dikkatle izledim bu gezide. Sadece sözlerine değil, yüz ifadesine, vücut diline de baktım özellikle.
Baktım çünkü:
Ukalalığıma vermezseniz eğer, olay ve olgular bütünlüğü içerisinde, kişilerin sözleri, jest ve mimikleri, yüzlerindeki ifadeleri, iç dünyalarının dışa vurumları ve tarzları ile vücut dillerinin kül halinde harmanlanarak okunması konusunda oldukça başarılı bulurum kendimi.
Ki, işte bu hal üzere okumaya çalıştım.dikkatlice durumu ve durumlarını!
Doğrusu kendileri hakkında daha önce yazdığım yazılardaki düşüncelerim saklı kalmak kaydıyla, dünkü izlenimlerim karşısında buraya bir “acaba” virgülü koymayı daha uygun buldum bugün!

Öyle ya sürekli vurgulayıp duruyorum:
Hiçbir düşünce yada partinin gerek organik, gerek düşünsel, gerekse sempatizanı olarak dahi mensubu olmağım gibi bağnaz bir yapım da yoktur, diye. Ve kimseye karşı şahsi bir kinim, garazım da….
Taraf olduğum tek şey, hak ve haklı ile aziz Milletimin çıkarlarıdır. Gözümün gördüğü, aklımın erdiğince…

Kendilerinin, özellikle Diyarbakır Organize Sanayi Belgesi’nde yapmış oldukları konuşma oldukça olumlu etkiledi dün beni doğrusu.
İşin aslı, bu derece beklemiyordum; hatta hiç…
Gerçekten kendisini içten, kucaklayıcı, çözüm arayıcı ve buna inanmış buldum.
Arayışlarında haklı gördüm; yakınışlarında da…

Diyarbakır’ın potansiyelini inanarak, çok güzel koydu ortaya.
Ora’nın imajı üzerindeki tesbitleri ile bunun yok edilmesine dönük önerileri de fevkalâde yerindeydi. Bu konudaki yardım isteyişleri de…
Bu nokta itibariyle samimiyetleri açıkça okunuyordu hallerinden!.
Dayatma değil, arayış içinde olduğunu gözledim. Umarım, yanılmıyorumdur!

Ayrıca, belki de ilk kez AKP’li olmaktan sıyırmış, Ülke insanımızın tümünün başkanı olmaya soyunmuş gördüm kendilerini. Doğrusu, bu hisse kapıldım. Yine aynı şekilde ümit ederim ki hissiyatım, tesbitim ve ifadelerinde okuduklarım doğrudur! Böylece de devam eder…!

Tabii ki sanayicilere sesleniyor olması, onların düşünsel ve çıkarsal konumları da önemliydi bu noktada.
Ancak kalkınmanın önündeki şer engeller daha da önemliydi. Hatta, asıl önemlisi buydu. Ve en çok bunlar konuşuyorlardı. Üstelik de her dilden… 
Asıl önemli olan halkın sesiydi! Sesiz çoğunluğun sesi… Kürtlerin kahhar çoğunluğunun sesi… Ellerinden tutulup kaldırılması ve asıl konuşturulması gerekenler onlardı. Yeterdi artık; susmamalıydılar… Susturuldukları yeterdi.!
Dediğim gibi; konunun tarafları sadece PKK değildi. Taraflar çoğaltılmalıydı. Nihayet bu taraflar milletin tamamıydı. Millet ve tüm temsilcileri, bu  görevden kaçmamalıydı.
Bu görev iç barışın ve huzurun arayışıydı.
Bu arayış zordu. Savaşmaktan da zor... Zor ama daha onurluydu.

Allah kendilerine gani, gani rahmetler, bizleri de cennette kendilerine kardeşler etsin ki, şehitlerimizin baş emeği, ve baş dileği de buydu!

2010 yılının şu son saatlerinde şehitlerimize ve düzenin savurduğu nice evlatlarımıza tekrar rahmetler dilerken Allah’tan;
Bizlere de daha çok demokrasi, daha çok onur, huzur, mutluluk, kardeşlik getiren kutlu bir barış, nice nice gerçek birer başarı diliyorum efendim!
Buyurun; gülsen analar…!
Gülsün vatan…!
Gülsün Memolar ve Mehmetler!
Ve herkesler…

31.Aralık.2010
Av. Mehmet DURAN

Kitap ve köşe yazılarıma erişmek isteyenlere…
Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te Bozkır Haber'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* yapılan yorumlar denetlendikten sonra yayınlanmaktadır.