Recent Comments

On parmağında on marifet bir vekil


Eğitimci, işadamı, öğretmen, araştırmacı yazar, fotoğraf sanatçısı ve milletvekili…
Sayın Mustafa Kabakcı hakkında bildiğim vasıflar. Daha başka ne marifetleri vardır? Allah bilir. O kadar samimi, o kadar hoşgörülü, o kadar hatip, sevecen, iş yapmayı, iyilik yapmayı çok seven, dobra dürüst bir kardeşimiz…
O kadar işi olmasına rağmen her daim kültürel ortamın içinde olmayı becerebilen, tepeden bakmayan, insana değer veren, sevgi ve şefkat dolu bir vekilimiz.
Vekilimizin bu kadar memleket sevgisine, doğrusu bu kadar gayretkeşliğine, çalışkanlığına “gıpta ediyor, kıskanıyorum” desem yalan söylemiş olmam.
Dostum Mustafa Karaçelebi’nin daveti üzerine katıldım açılışa. Eski Bakan’ımız Sami Güçlü ile AK Parti İl Başkanı Ahmet Sorgun ve çok sayıda bürokrat, akademisyen, yazar ve sanatseverin katıldığı serginin açılışında Sayın Kabakcı, 3. kişisel sergisi olduğundan bahisle ve mütevazı duruşuyla “ben bu işin amatörüyüm, ama yüce yaratıcının insanlara ve çiçeklere verdiği o muhteşem güzelliği fotoğraflara yansıtmaya gayret ettim” diye sanata bakışını özetledi. Sanatseverlere sergiyi gezdirdi, hem de her kare fotoğrafı nerede çektiğini çekerken neler hissettiğini, tâ Altay dağlarının zirvelerinden çiçekleri, Türki cumhuriyetlerdeki Türk asıllı ve bilhassa Konyalı Karamanlı olanları, Ermenek’ten Toroslar’dan gülleri çekerken Peygamber Efendimiz’i, çiçekte, Yunus’un “Sordum sarı çiçeğe” sözünü, güle düşen çiğde buharlaşıp göğe yükselmeyi hatırlayıp o şevk ile bunların meydana geldiğini heyecan içinde dile getiriyordu.
Sayın vekilimizle şahsen uzun senelerdir tanışıyorum. Tanışmamız da yine bir toplantıda olmuştu Sille’de. Kulağı çınlasın saz üstadı kültür adamı, Halk müziği üzerine yaptığı araştırmalarla tanınan, Kültür ve Turizm Bakanlığı eski Güzel Sanatlar Genel Müdürü Bayram Bilge Tokel ile beraber olmuştu. Kendisi Konya’mızın eniştesidir, bunu birçoğumuz biliriz. Mevlana Gülbahçesi’nde bir gece sema izledik. Akabinde Kitap Dünyası sahibi Mustafa Çalışkan ile beraber Gülbahçesi’nden çıkıyorduk. Sayın Kabakçı kapıda kolumuza girip “Benim misafirimsiniz bir kenarda az bekleyin” dedi, kenara çekildik. O anda bir minibüs geldi. Aracın ön koltuğunda Bayram Bilge Tokel oturuyordu. Biz de minibüsün arka tarafına oturduk. Mustafa Kabakcı da Bayram Bey’in yanına oturdu ver elini Sille… Kabakçı, bana arada seslenerek “Abi aman Bayram Bey’in sazına dikkat et, zarar görmesin” diyordu. Ben de saza özenle sahip oldum. Sille’deki kilisenin yanından dik yukarı tırmandı aracımız ve İkinci Takkeli Dağ da denen dağın zirvesine doğru çıktık. Bu yamaçtan Konya’ya kuş bakışı duran çok güzel bir şato vardı, orada buyur edildik. Allah ne verdiyse ev sahibi kardeşimiz ikram etti, yedik, içtik. Akşam namazlarını kıldık. Biraz sohbetten sonra yatsı namazı vakti girdi. Yine yanımızda bulunan bir müftü kardeşimiz namazı kıldırdı. Geç vakit oluyordu Bayram Bey’den bir saat kadar sazlı karışık türküler dinleyip meşk ettik. Geç vakitlerde orada bulunan eşin, dostun araçları ile evlerimize avdet ettik.
İşte o buluşma sonunda artık bir daha vazgeçmemek üzere Mustafa Kabakcı vekilimle can ciğer dost olduk. Ama bu hal, her insana has bir davranış değildi. Mustafa Hoca kültür dostu, asla gönlünde gurur, kibir olmayan olduğu gibi görünen bir zatı muhteremdi. Başkaları gibi bir arşın makam yüksekliği ile insanlara tepeden bakan değil aksine yükseldikçe mütevazileşen bir samimi dost idi. Halen bu diyalogumuz sürmekte, Allah bozmasın. Her hal hatır sormak için aradığımda telefonunu açar ve “buyur abi” der. Allah razı olsun sevgili vekilim sizden.
Sergiyi gezince “on parmağında on marifeti” olduğuna aynelyakin inanıyorsunuz. Fotoğraf düşkünlüğünü zaten biliyordum onun merak da ediyordum. Ve işte buradayım. “Yüzler ve Çiçekler” adlı serginin yüzleri de çiçekleri de görmeye değer doğrusu. Mustafa Bey her ne kadar “Ben amatörce uğraşıyorum bu işle” dese de adeta profesyonellere taş çıkartacak kadar denklaşöre hakim, çünkü makinesinden çıkan her kare birer fotoğraf şaheseri idi.

Bütün bu maharetlerinin yanında iki dönemdir AK Parti milletvekili olarak parlamentoda konyamızı temsil eden sayın vekilimizin 2009 yılında çıkarmış olduğu “Konya geleceğine vizyoner bakış” adlı kitabıyla da Araştımacı Yazar unvanını fazlasıyla hak ediyor.Şu satırlar kitabın önsözünden…
Yukarıda ismi olan 207 kişi, Konya’ya şu ya da bu çapta hizmet etmiş bozkırın suskun, fedakar ve mütevazi çocuklarıdır. Bazılarının cenazesini vefat ettikleri şehrin belediyesi kaldırdı. İçlerinde siyasete başlarken servet sahibi olup siyaset sonrasında borcunu ödeyemediği için ceza evinde yatanlar, mahcubiyetinden gözü kadar sevdiği şehri terk edenler var! İktidarda olduklarında etrafında pervane olanlar vardı, sivil hayata döndüklerinde garipleri oynadılar. Sistem onları mecliste parmak olmaya, bürokrat önünde ricacı olmaya mahkûm etti. Vatandaş suçlu/güçlü olarak onları gördü. Ama bu nasıl bir güçse; her ağzını açan onlara hücum etti. Maaşları asgari ücrete göre yüksekti doğru. Ama gerçekte Türkiye sıralamasında 47. Sırada idiler.

Servetlerini kaybettiler, sağlıklarını kaybettiler ama Konya’ya Konyalı’ya ihanet etmediler. Herkes onlara kızdı! Ama onlar sustu. Parti ayrımı yapmadan hepsini tek tek saygıyla sevgiyle selamlıyorum. Ölenlere rahmet yaşayanlara sağlık ve mutluluklar diliyorum. Sahasında ilk olan bu mütevazi çalışmayı onlara ithaf ediyorum.
Konya’nın vekili, üstlendiği vekalet ile adından söz ettiriyor. Üstlendiği işleri yerine getirmenin bahtiyarlığını yaşıyor. Bunu onun gözlerinde ve çehresinde gördüm. Allah kendisine hayırlı ömür, parmaklarına güç kuvvet versin…
Hoşça kalın, selam ve dua ile…
Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te Bozkır Haber'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* yapılan yorumlar denetlendikten sonra yayınlanmaktadır.