Recent Comments

KERBELA

Hayatlarımızı o kadar otomatiğe bağlamışız ki, yaptığımız şeyleri öyle rutinleştirmişiz ki artık neden yaptığımızı, niçin yaptığımızı bile unutmuşuz. “Büyüklerimiz öyle yapıyordu” diyerek yanlışlara bile devam edip, sorgulamadan aynı yanlışı tekrar etmekten çekinmiyoruz. Doğruları da öyle, neden yaptığımızı bile bilmeden yapıp, yaşayıp gidiyoruz işte…Aşure ayı diye bildiğimiz bu ayda, neden aşure yapıp dağıttığını bilmeyenler kötü bir şey yapmıyorlar elbette ama, ezbercilikten çıkıp gerçek amacı bilsek ve bunu hayatlarımızın her anına taşısak dahi güzel olmaz mı? Sevgiyi, hoşgörüyü, birlik ve beraberliği her alana yaysak yaymaya çalışsak, bir yanımızın Yezit bir yanımızın Hüseyin olduğunu bilsek ve bizim kendi hayat hikayelerimizi yaşarken, başımıza gelen olaylarda Hüseyin’mi yoksa Yezit’mi olduğumuzu görsek, hangi tarafımızın daha baskın hangi tarafımızın daha sönük olduğunu görüp kendimize çeki düzen verebilsek, daha güzel olmaz mı? 

Gerçi hiç kimse kendini Yezit olarak görmez,hiç kimse kendini Firavun olarak görmez ,herkes Hüseyin herkes Musa’dır. Öyleyse bunca kötülüğün sebebi nedir? Bunca açlığın, yokluğun, ölümlerin sebebi nedir? Herkes birilerini suçluyor, herkes diğerine düşman… Bir şekilde ne yapılıp edilip ikilere üçlere bölmeyi başardılar bizleri, çünkü bilmeden öğrenmeden ezbere yapıyoruz yaptığımız işi… 

Hoşgörüsüz,sevgisiz,birbirine saygısız, tahammülsüz ve nihayetinde birbirine düşman insanlar olduk.
Düşmanlıklar ve ayrışmaları öyle bir noktaya getirmeyi başardık ki aynı evin içinde yaşayanlar bile ayrı fikirde olmalarından dolayı, neredeyse kanlı bıçaklı düşman oluveriyorlar. Benim sevdiğim partiye oy vermiyorsan seni sevmiyorum diyenler, benim fikrimde değilsen fikirlerinin bir değeri yok diyenler, başı açık başı kapalı ayrımı yapanlar, birbirine ölesiye öfke duyanlar ve daha pek çokları…. Birbirine karşı hoşgörüsüzlük, her alanda her sahada kendini gösteriyor. Dolmuşta önünde oturan başörtülü bayanın duyacağı şekilde hakaret edenlere rastladığım gibi,başım açık olduğu için verdiğim selamı almayanları görünce, her iki kesimin de aslında aynı zihniyet olduğunu görüp, her iki zihniyetinde gerçek yobaz olduklarını düşünürüm. 

İnsana insan olduğu için değer veremeyenler, fikirlere, düşüncelere saygı gösteremeyenler,hoşgörüden uzak ama konuşurken mangalda kül bırakmayanlar uygulamada sınıfta kalıp, kendi gibi olmayanları ötekileştirip,dışlayarak kendini üstün insan sınıfına koyup, gizli kibirle beslendiğinin farkına bile varmıyorlar. Bu durumu fark edenlerse bunu çok iyi kullanıp, bizi birbirimize düşürmek için elinden geleni yapıyor ve bizde bu tuzaklara düşüveriyoruz. Biz o tuzağın içinde birbirimizin gözünü oyarken, bizi bu tuzağa çekenler el ovuşturup alkış tutuyorlar. 

İşte bu sebeple önemlidir aşure, birbirimizden farkımız olmadığını, kardeşçe yaşayabileceğimizi ,paylaşabileceğimizi gösterir. Birlikte daha güzel ve daha tatlı olacağımızı, sevginin, hoşgörünün aşamayacağı sorun olmadığını gösterir… Aslında hepimizin Hz Hasan’a ağladığını, Hz Hüseyin’e yandığını, fikirlerimiz ayrı olsa da aynı kaynaktan geldiğimizi ve birlikte olduğumuzda, sevgiyle bütünleştiğimizde birbirimizin aynı olduğumuzu gösterir. Hepimizin içinde bir Yezit birde Hüseyin olduğunu,bir yanımızın Firavun bir yanımızın Musa olduğunu gösterir. Gösterir de görmeye göz, duymaya kulak, sevmeye yürek gerektir. Kısaca sevginin olmadığı her yer Kerbaladır… 

Sevgiyle…
Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te Bozkır Haber'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* yapılan yorumlar denetlendikten sonra yayınlanmaktadır.