Recent Comments

KAZAN KAYNIYOR

Beş yıl önce yerel seçimler yaklaşmış, yine kazanlar kaynamaya başlamıştı. Bir sabah herkes bir olaydan bahsediyordu, akşam  bir partide toplantı yapılmış, toplantıda kavga çıkmış, birilerinin kaşı gözü yarılmış, sandalyeler masalar havada uçuşmuştu.  Konuşulan buydu çarşıda ama fısıltı gazetesinin nasıl çalıştığını bildiğim için güvendiğim bir dostumu arayıp akşamki olayla ilgili bilgi aldım. Çarşıda konuşulanlarla akşam yaşananlar arasında en ufak bir benzerlik yoktu tabi ki… Akşam ufak bir eleştiri yapılmış, biraz sesler yükselmiş ama hemen ortam eski haline dönmüştü. Çarşıda konuşulanları anlatınca şaşkın bir şekilde "ama salonu en son terk edenlerin arasındaydım ve bahsi geçen kişiler sohbet ederek çıktılar, bu nasıl bir abartmadır" diyerek şok geçirmişti. Allahtan artık bu tür fısıltı gazetesi abartmalarına alıştık da öyle her duyduğumuza itibar etmez olduk. Tamam biz itibar etmeyebiliriz ama herkes öyle mi? Elbette değil ve maalesef en aklı selim insanı bile içine çekecek cazibede haberler ortalığı kasıp kavuruyor. 

Yine bir yerel seçim zamanı ve yine fısıltı gazeteleri o en abartı o en büyük puntolarıyla dolaşıyor tüm Bozkır'ı ki sadece burayı değil, İstanbul'dan Ankara'ya Antalya'ya kadar tüm Bozkırlıları ister istemez içine çekiyor. Ah insanoğlu işte, gerçek gözünün önünde dursa da hep masallara ve yalanlara inanmak istiyor. Öyle mi olmuş böyle mi olmuş diye birbirine sorandan geçilmiyor. Yorumlar, eklemeler, abartmalar falan derken hakikat bile yalan olarak kalıveriyor. Gerçeğin cazibesini kimse görmüyor ya da yalın sade olduğundan inanmak istemiyor. İlla heyecan olacak, kavga gürültü olacak, hatta rakibine kendi söyleyemediklerinin başkası tarafından yüzüne söylenmiş olması ihtimali, gerçek olmasa bile mutlu ediyor insanı ve dediğimiz gibi hakikatin hiçbir önemi kalmıyor.  Maşallah bizim fısıltı gazetesi en gizli en mahrem görüşmelerden bile haberdar oluyor.  "Falanca falanca ile görüşmüş adaylığı kesinmiş ama kimseye demiyorlarmış,  yok asıl öteki berikiyle görüşmüş, onun işi tamammış ama gizli tutuyorlarmış.  İyi de kardeşim bu kadar gizli ise sen nereden biliyorsun deyince, çok yakın birinden duydum, o da ona çok yakın birinden duymuşmuş…"   Falanca adayın işi garantiymiş çünkü işi Ankara'dan bağlamış, yok efendim geç onu asıl falancanın işi garantiymiş İstanbul'dan bağlamış işi…  Ama tabi ki de hepsi gizli ama nedense herkes konuşuyor bu gizli işi… 

Peki asıl Bozkırlının gündemi bu mu derseniz, aslında kimin başkan olacağı kimsenin umurunda değil, asıl mesele başkan olacak kişinin yanında yöresinde olup, kraldan çok kralcılar kimler olacak herkes asıl bunu merak ediyor. Bir de işi çok zor olanlar var ki onlar her gün değişen, başkanlığı kesinleşmiş kişiler arasında mekik dokuyanlar. Akşam falancaya senden iyisini mi bulacağız deyip sabah rüzgarın yön değiştirmesiyle öteki tarafa, öğlen başka tarafa anında geçiş yapanlar ki isimler netleşene kadar oldukça mesai harcayacaklar. Eskiden köprücü denirdi bu tiplere, köprünün üstünde beklerler, zafer çığlıkları hangi taraftan gelirse o tarafa koşup "nasıl da kazandık ama" diye başkanı ilk kucaklamaya çalışanlardan bahsediyorum. Adaylar netleşene kadar o köşe senin bu köşe benim zıplayıp duracaklar. Sonunda kim kazanmışsa orada olacaklar tabi ki…  Ve kraldan çok kralcı olacaklar.

İşte Bozkır'ın ahvali bu, yani kazanlar kaynıyor, bakalım kim pişecek, kim düşecek, kim yenecek ve kimler hani bana hani bana diyecek…

Filiz KILINÇEL
Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te Bozkır Haber'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* yapılan yorumlar denetlendikten sonra yayınlanmaktadır.