Recent Comments

BOZKIR VE AHIRLI BAŞKANLARIMIZA

Bozkır ve Ahırlı için Reisliğe seçilen başkanlarımızı öncelikle tebrik eder. Görevlerinde sağlık içinde başarılı olmalarını ve huzurlu bir yönetim kurmalarında Rabbimin yardımcısı olmasını dilerim. Bölgelerimizin bazı özellikleri olduğunu unutmayalım. İnsanlarımız aç kalsalar bile hallerini kimseye açmazlar. Böyle insanların bulunduğu mekânlar harabe olarak kalmaya mahkûm edilmemelidir. İnsanlarımız güvendiği insanlara canlarını verecek şekilde arkasında bulunup desteklerine devam ederler. Bu yörenin insanlarının kıymeti bilinmelidir. Başkanlarımız mütevazılıklerinden ayrılmamaları gerekir. Atalarımız Yesivinin hikmetleri ve Şeyh Edibali’nin öğütleri yanıbaşlarında bulunmalıdır. Onların her biri ayet ve hadislerin anlamlarını içerirler.


Bozkır kazamızın geçmişi Osmanlıya dayanır. Cumhuriyetin ilk İlçelerinden olmasına karşılık, aynı düzlemde bulunan Seydişehir, Beyşehir İlçeleri vilayet gibi gelişmiş olmasına karşılık, Bozkırımız onların yanında kasabadan öteye geçememiştir. Bunun suçu belki bulunduğu coğrafya olabilir. Fakat Gemisini kurtaran Bozkırlı bürokratların doğdukları bölgeyi unutmuş olmasını da, buna dâhil edebiliriz. Bozkırımızda Osmanlı zamanında bile Gümüş ocakları işletildiği bilinmektedir. Hiç mi bu alanlar da madenler yoktur. Yakın zamanlar da Ali çerci köyü yakınlarında kömür rezervi bulunduğu basında çıkmıştı. O kadarla kaldı arkası gelmedi. Bürokratlarımız arkasını devam ettirseydi, bir şeyler çıkabilirdi. Bozkır ve Ahırlı, Her iki ilçenin genç başkanları buraların kaderini değiştirecek çalışmaları yapmalarını beklemekteyiz.


Ankara’da uzun süre yaşamış birisi olarak, Konya Belediyesinin bazı projelerini oradan alındığını biliyorum. Bu başkanlarımız Konya belediyesiyle dirsek temaslarını devamlı sürdürmeleri gerekir. Oradaki uzman belediye görevlilerden faydalanmaları gerekir. Etrafındaki imkânlara doğru dürüst gözlemler yapsınlar. Görmek için etrafına bakınsınlar. Alacakları fonlardaki yardımlarla çok önemli olan projeler geliştirme olanağı bulabilirler.


Konya’nın suyu, Başta membaı Ahırlı ve Bozkır yoluyla gitmektedir. Suyun çıkış yerine ve güzergâhına yeteri kadar sulama kanalları yapılmamıştır. Bizim dağlılar devlete çok bağlı ve saygılıdır. Bu nedenle devletten yeteri kadar hakları olan yardımları bile bugüne kadar alamamışlardır. Doğuyu ve oradaki yaşayanlarla mert insanların yaşadığı bu yörenin insanlarını karşılaştırırsanız devletin yaptığı haksızlıkları görürsünüz. 


Ahırlı İlçemiz, Nahiye yetkisiyle hizmet verirken, bugünkünden daha görkemli ve işe yarıyordu. Özellikle Salı günü kurulan pazarda, cıvıl cıvıl insan kalabalığından geçilemezdi. O günlerde kasabaya girerken demircilerin tempolu demir dövme sesleri, hayvanlara nal çakan ustaların nal çakarken çekiç sesleri ve su değirmeninin çalışmasından çıkan ahenkli sesler hala kulağımızda bir name olarak çınlamaktadır. Bu çıkanlar sesler, kasabaya gelenlerin içlerini kıpırdatır, içlerini açardı. Yeni seçilen başkan bu ilçenin geçmişini anımsatması bakımından projeler üreterek Avrupa tarafından verilen fonlardan yararlanma imkânı bulabilir. Geleceğe bu kültürleri taşımış olur. Büyük şehir başkanına anlatılırsa, Tahir başkan da yardımcı olacaktır. 


Köylerdeki yıkılmaya yüz tutmuş odalardan ayakta kalmış olanlar konusu ayrı bir gönül yarasıdır. Bunlarla ilgili projeler yapılarak bu odaların alt katlarını başka şekilde, üst katlarını da bilgisayarların olduğu okuma odaları yapılabilir. Bunun için her iki Belediye başkanlarımızın her köyün vidosunu hazırlatıp dikkatlice bakarak nereye hangi projeyi uygulayabilirin sorusuna cevap bulabilirler.
Bu iki ilçenin insanları dağlı diye isimlendirilirler. Dağ kelimesiyle ilgili bir ansiklopediye baktığım zaman şunları gördüm: Dağlı, Dağ aslanı, Dağ başını duman almış, Dağ faresi, Dağcı, dağcılık, dağdağalı, dağdağasız, dağ delen, Dağ eteği gibi manaları var. Herkes dağdağasız bir hayatı yaşamayı umabilir. Fakat bu monoton hayat insanları ruh hastası yapar. Dağdağalı hayatı seçenler cesur insanlardır. Hayatta yaratıcılık onlarla var olmaktadır. Bu yaşamı seçenler hiçbir zaman monoton yaşama katlanamazlar. 


Bana dokunmayan yılan bin yaşasın sözünün yanlışlığını halkımız artık bilmek zorundadır. Bu yüzden köylerimiz ve yaşadığımız mekânlar bazı zorbalar eliyle yaşanmaz oluyor. Bunlara fırsat verilmemelidir.” Bir yerde kötülük görürseniz, gücünüz yeterse elinizle engel olun, buna gücünüz yetmezse dilinizle engel olun; buna da gücünüz yetmezse kalbinizden o kişiye karşı kızın” duyurulmuştur.

Peki, peygamber efendimiz “Haksızlığın karşısında susan dilsiz şeytandır, buyurmamış mıydı? Haksızlığın karşısında doğruyu savunmayanın ağzına kıyamette ateşten gem vurulacağı bizlere haber vermemiş miydi mi?”Yoksa böyle gelmiş böyle gitmesine izin mi, vereceğiz? İnsanlar ya göreve talip olmamalı, ya da aldıkları görevlerin hakkını vermelidirler. Bu düşüncelerle BAŞKANLARIMIZA GÖREVLERİNDE başarılar dilerim.
Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te Bozkır Haber'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* yapılan yorumlar denetlendikten sonra yayınlanmaktadır.