Müşteri velinimettir, sözünü atalarımız ne güzel dile getirmiştir. Yani nimetin velisi, başka bir ifadeyle koruyucusudur. Günümüzde de müşteriye velinimet gözüyle bakılan yerler vardır, bu düşünce gittikçe kaybolsa bile. Günümüzde müşteri memnuniyeti, ayıplı malın geri alınması, müşteriyi koruma gibi değişik adlarda birimler oluşturulmuştur. Profesyonel ürün satıcılarından hakları almak için bu birimler oluşturulsa da, bir şekilde müşteriyi zor durumda bıraktıkları gerçektir. Geçenlerde bir yazıda anlatılan olayda da dile getirildiği gibi bizler de bir şekilde karşı karşıya geliyoruz. Anlatılan olay; Hızlı yemek adı altında bir işyerinden bahsediyor. Müşteriye sadece para veren yer olarak bakıldığından bahsediyor. Ne güler yüz, ne müşteriyi dikkate alma gibi konularda sınıfta kaldığını, anlatıyordu. Belki firma kanundan kendini koruyacak maddeyi bulmuştur kendine ama müşteri vicdanında mahkûm olacaktır. Benzer bir olayla ben de karşılaştım. Takım elbiseleri ile ünlü bir bir firmanın alışveriş merkezini gezerken ürünler hoşuma gitmiş, oradaki çalışanların, işlerine çok sarılmaları beni etkilemişti. Fiyatları çok pahalı olan, bu çok tanınan, firmadan altı yıl önce de bir takım almış, çok memnun kalmıştım. Hatta hala giyiyorum. Bu iyi imajın etkisiyle, buradan, iki takım, ayakkabı, gömlek, kravat, almıştım. Aradan bir yılı biraz geçince takımın birisi, tüylenip sökülmeye başladı. Ayakkabı tabanından kırıldı, kravat, tiftik tiftik tüylendi. Bu kumaşlar hakkında epey eleştiri duymaya başlamıştım. Hatta kumaşlarını uzak doğu malları kullanıyor kalite düştü diye, ama inanmamıştım. Meğer gerçekten kalitenin düşük olduğuna şahit oldum. Durumu firmaya götürüp aktardım. Ürünleri alıp firmaya incelemek üzere gönderdiler. Beni çağırınca satış merkezine vardım. Beyaz kâğıda ürün hakkında bir rapor verilerek sessizce uzaklaştırdılar. O kadar müşterinin içinde bağırmak geldi içimden ama utandım. Ürünü almadan önce güzel davranan centilmenler, bizi dinlemeye bile tenezzül etmediler. Israrlı sorularıma cevap şu oldu: Raporunuzu saklayın. Raporda da yazılan şu: “Sık kullanmaya bağlı deformeler olmuştur. Kumaş kalitesinden kaynaklanan bir durum yoktur “diye. Yıllardır giydiğim takım elbise deforme olmuyor, aynı anda aldığım iki takım elbisesinden diğeri takım deforme olmuyor, takımın biri, ayakkabı ve kravat bir yılı geçer geçmez bozulup, kırılıyor. Burada bir sıkıntı olduğu gerçektir. Belki firma kendini koruyacak bir madde koymuştur satış maddelerine, ama benim vicdanımda mahkûm olmuştur. Bu ünlü markayı da bulunduğum tüm ortam da dile getirmeye devam edeceğim. Oysa bir Alman firması; İmajımı kaybetmektense paramı kaybederim, diyordu. Doğru söylemiş. O güçlü imaj yerle bir olursa kimse tutamaz. Benzer bir başka olayda ise şöyle oldu. Hanım için bir çanta almıştık. Bu pek tanınmayan bir markanın çantasıydı. Çekinerek almıştık. Marka tanınmıyor ya! Çanta kısa bir süre içinde sökülmeye başladı. Satılan yere götürdük. Bizi güler yüzle karşıladılar, ürünleri hakkında sorunumuzu anlattık. İncelediler, daha sonra yerine aynısından bir çanta verdiler. Onlar da kendilerini kurtaracak bir maddeyle işin içinden çıkabilirlerdi. Ama doğru olanı yaptılar. Ne kaybettiler? Belki bir çanta fazladan vermiş oldular, diğerlerine göre. Kazandıkları şeyleri zamanla görecekler. Aradaki fark böylece ortaya çıkmış oldu. İki firmayı da takibe aldım. Zaman hangisini unutmayacak diye.
Müşterinin velinimet olduğuna inanmayanlar, bir gün o nimetten mahrum olurlarsa hiç şaşmasınlar. Her şeyin mutlaka bir velisi veya bir vekili vardır. Hakları çalınanlarında bir gün velisi veya vekili gelip onlardan alacaktır. Umarım o korkunç gün gelmeden herkes haklarını yerine teslim eder.
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.
