Recent Comments

SİYASET ÜZERİNE



Politika veya siyaset kavramları toplumun genellikle çeşitli gerekçeler öne sürerek mesafeli yaklaştığı kavramlardır. Halbuki insan doğası gereği sosyal olduğu kadar da siyasal bir varlıktır. Ne kadar kaçılsa ve kaçınılsa da siyaset, insan topluluğunun olduğu her yerde insan hayatına yön veren temel kavramlardan birisidir.
Toplum yönetimi ve hukuğun düzenlenmesi ile ilgili görüş ve anlayışların tamamı siyasetin ana eksenini oluşturur. Yönetim ve hukuk herkesi doğrudan ilgilendirir. Buna rağmen siyasetle "herkes" ilgilenmez,
ilgilenemez. Siyasetten korkan veya onun bir şekilde kendisine maddi manevi zarar vereceğini düşünüp ondan uzak kalanlar dışında, politik bilinci körelmiş veya siyaset yapması yasaklanmış insan sayısı oldukça yüksektir. İşte böyle olunca yani siyaset sadece iş adamlarının, bürokratların ve elit aydınların icra ettiği bir meslek hâline gelince bir türlü memlekete "demokrasi" gelmez. Gelemez çünkü demokrasi halk egemenliği demektir. Halk yönetime bizzat katılmadıkça, kendisini yönetme işini birilerine gönüllü veya gönülsüz, bilinçlice veya bilinçsizce havale ettikçe tam demokrasinin gelmesi beklenemez.  
Fakir fukaranın siyasetten korkması, hakkını aramaktan çekinmesi baskıcı yönetimlerin kötü miraslarından birisi. Osmanlı saraylarının en ihtişamlısı olan Topkapı Sarayının önünde Sarayda verilen ölüm cezalarının infaz edildiği çeşmeli bir bahçe bulunur. O tarihlerde kesilen kelleler burada sergilenirdi. Buraya "cellat çeşmesi" veya "siyaset çeşmesi" adı verilirdi. Yine bazı Osmanlıca lügatlarda siyaset kelimesinin karşılığı "adam asmak" olarak verilirdi. Bu benzetmeler boşuna değil, tarih boyunca iktidarı elde tutanlar, iktidarlarını kaybetmemek için hoşlanmadıkları "siyasetçilere" zor kullanmaktan çekinmediler. Halk da hak aramaktan, düşüncesini açıklamaktan korkar hâle geldi. Bugün de toplum bu korkulardan henüz kurtulabilmiş değil. Çünkü baskı şekil değiştirse de soğuk yüzünü göstermeye devam ediyor. Ne var ki hiç bir özgürlük, mücadele etmeden altın tepside sunulmuyor, hiçbir korku onunla yüzleşmeden yenilmiyor.
Mevcut siyasetlerden şikayetçiyse halk, kendi siyasetini ortaya koymasını bilmeli, bedelini de göze alarak yönetime katılmak için çaba sarf etmeli. Siyasi partilerde, demokratik kitle örgütlerinde (sendika ve derneklerde), sosyal ortamlarda katılımcı olmalı. "Neme lazım" diyip bundan kaçanlar veya bunun için "zengin olmayı, terfi etmeyi" bekleyenler  toplumun veya kendilerinin başına gelen her şeyde siyaset kurumu kadar kendilerinin de sorumluluk taşıdıklarını; "kabahâtli" olduklarını bir an bile unutmasınlar.

ÖMÜR ÇAKMAK
Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te Bozkır Haber'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* yapılan yorumlar denetlendikten sonra yayınlanmaktadır.